Sivil toplum kuruluşlarında gerçekleştirdiği sayısız projeler ile “İyilik Akımı Öncüsü” ödülüne layık görülen başarılı Mimar Emel Uslu Atik ile kariyer yolculuğundan aldığı ödüllere, mimari kimliğinden sivil toplum kuruluşlarının önemi ve katkılarına dair pek çok konuyu konuştuk.

Çocukluğunuza dair neler hatırlıyorsunuz? Bir gün “Türkiye’nin İyilik Meleği” olacağınızı hayal ediyor muydunuz? Çocukluğumu şöyle bir düşünüyorum da çok şanslı bir çocukmuşum. Mutlu ve sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Türkiye’nin iyilik meleği olacağım aklıma gelmedi ama evcilik oynarken hep prenses olduğum doğrudur.

Kariyer yolculuğunuz nasıl ilerledi? Bu kadar başarılı olmanın bir bedeli oldu mu?

Yaptığım her işi büyük bir samimiyetle, kendimi vererek ve sevgimi katarak yapıyorum. Çünkü hayatımdaki önceliklerimin sırasını hiçbir zaman ikinci veya üçüncü plana atmadım. Doğruluğuna inandığım her konunun üzerine gittim. Yapamam diyebileceğim konular olduğu zaman, öğrenme yoluna gidip çözüme ulaştım. Benim için, başarılı olmanın bedellerinden çok ödülleri oldu.

Türkiye’nin en güçlü kadınları listelerinde sürekli sizi görüyoruz. Kadına şiddetin zirveye çıktığı bir dönemde bu kadar başarılı olmak sizce nasıl bir his?

Öncelikle gururluyum, tabi ki çok çalışıyorum ve emek veriyorum. Emeklerimin karşılığını alabilmek gerçekten onur verici. Evet maalesef, kadınlara yönelik bu şiddeti her alanda yaşıyoruz. Sadece fiziksel şiddetten bahsetmiyorum. Toplumsal, sosyal ve psikolojik şiddet de kadınların hayatını daraltan ve kökünden etkileyen şiddet türlerinden. Ama bu konuda ki mücadelem hep devam edecektir.

Çok farklı kimlikleriniz ve farklı sorumluluklarınız var. Siz en çok hangisinde yaşamayı seviyorsunuz?

Belki çok klasik bir cevap gibi gelecek ama ben en çok “anne” kimliğimi seviyorum ve bunun için her gün şükrediyorum.

Kaynak

https://www.infomedyatest.com/emelusluatik/cms-uploads/2021/04/mag-dergi.pdf