Mimar Emel Uslu Atik, çalışkan ve üretken bir insan! Onu, bazen; mimar, bazen; turizm işletmecisi, bazen de kadın adına projeler üretirken görüyorsunuz. En önemlisi de bu çalışmaları annelik görevini de hiç ihmal etmeden gerçekleştiriyor. “Doğayı, insanları ve yaratıcılığı seviyorum. Mimarlık; sanatsal ve yaratıcılık yönümü ortaya çıkartırken, daha eylemsel ve anında düşünme yeteneği gerektiren turizm, daha geniş perspektifte bakmamı sağlıyor. Diğer taraftan Gaziantep kızı, Diyarbakır gelini olmam ve Ankara’da yaşamam nedeniyle iki farklı kültürü ve yaşanan sıkıntıları çok iyi bilenlerdenim. Bir tarafta modern yaşam, diğer tarafta ise hala yaşanmakta olan toplumsal cinsiyet baskısı ve sınırlandırmaları… Ve ben dahil bir çok eğitimli kadının da tosladığı bu cam tavan için verdiğim mücadele! Tüm bunları en iyi bilen olarak; doğuda eksik kalan bu sosyal yaşamı ve bıraktığı travmaları; çeşitli organizasyonlarla dile getirip kadını anlayıp, anlatmama neden oluyor. Bu bağlamda çeşitli etkinliklerle dikkat çekmeye çalışırken; iş kadını kimliğimle de sivil toplum kuruluşlarında yer alıyorum. Ancak tüm bunları gerçekleştirirken “kırmızı çizgim” olan anneliğimden ve eş kimliğimden asla vazgeçmiyorum. Her zaman için önceliğim çocuklarım ve eşim” diyen Atik ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Zaman yönetimi, çevremin ve benim de en çok şaşırdığım noktadır. Bir kere çok az uyuyorum. Günde 4 ya da 5 saat. Zaman planlamasında aileme ayırdığım vakit benim için dayanak noktasıdır. Çünkü onlar benim güç kaynağım olup yakıtım ise sevgileridir. Ailem, arkadaşlarım ve çevrem sevgi depomu doldurdukça süratle ilerlerim. Evimden, eşimden, işimden, ailemden dostlarımdan vazgeçmeden kendimi yaşayıp ve ifade etmeyi seviyorum. Yeri gelir bir günlüğüne “annemi özledim “deyip , uçağa atlayıp Gaziantep’e giderim. Ya da büyük bir proje sunumunda çocuğumun öğretmeninin acil arayarak, oğlumun benim yoğunluğuma alışamadığı için ağladığını söylemesiyle toplantıyı bırakıp, şehir dışından gelen misafirleri otellere yerleştirerek oğluma koşmuşluğum olmuştur. Çocuklarımı her sabah servise bindirip, onlara el sallarım. Sonra sabah kahvemi içip en ince ayrıntısına kadar günümü planlarım. Hatta toplantı aralarında diğer randevularıma geç kalmamak için alarm kurarım!

Kaynak

Ekonometri Dergisi