Hem iş dünyası hem de sivil toplum alanında başarılarıyla adından söz ettiren Emel Uslu Atik, ülkenin kalkınmasında kadınların rolünün büyük olduğunu söylüyor. Kadınlar yararına çok sayıda sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren Atik, “Kadınların pozitif ayrımcılığa ihtiyacı yok, engel olmasınlar yeter” diyor. Atik’e göre kadınlar siyaset sahnesinde de daha fazla görünür olmalı.

Birçok derneğin kuruculuğunu yapan ve yönetiminde bulunan, çok sayıda dernek ve vakfa destek de sağlayan, şu anda ise Türkiye Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Yönetim Kurulu Üyesi ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İlişkilerden Sorumlu Platform Başkanı olan Emel Uslu Atik, bugüne dek kadınlar yararına çok sayıda sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. Ülkenin kalkınmasında kadınların rolünün büyük olduğunu belirten Atik, günümüzde verilen tüm çabalara rağmen kadın-erkek eşitliğinin sağlanamadığını söyledi: “Kadınlar halen iş dünyasında hak ettikleri konumda değil. Çünkü buna engel olunuyor. Yanlış anlaşılmasın, kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini söylemiyorum. Engel olmasınlar yeter. Kadınların pozitif ayrımcılığa ihtiyacı yok.”

KADINLAR SİYASETİN ÜSLUBUNU DEĞİŞTİRİR

Kadınların siyaset sahnesinde de daha görünür olması gerektiğini dile getiren Emel Uslu Atik, Meclis’teki kadın sayısının artırılmasının elzem olduğunu ifade etti: “Kadınlar hayatın her alanında, çalışma hayatında da, eğitimde de erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmalıdır. Bu durum, parlamento için de geçerli. Kadın siyasetçilerin sayısı artarsa Türkiye gelişir. Kadınların fazla olması, en azından siyasi üslubu daha nezaketli bir şekle sokacaktır. Çünkü kadının girdiği her yer çiçek bahçesine döner. Kadınların siyaset sahnesinde görünür olması lazım.

KADINLARIN ÖNÜNDEKİ ENGEL ERKEK EGEMEN ZİHNİYET

Atik, kadınların siyasetten neden uzak oldukları sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Bunun nedenlerini kadınların siyasete ilgisizliği, toplumsal ve kültürel yapı, siyasal sistem ve partilerin yapısı, eğitim, ekonomik nedenler gibi belli başlıklar altında toplayabiliriz. Ancak tüm bunların temelini tarih boyunca süregelen erkek egemen bakış açısı oluşturuyor. Kadınların siyasetteki durumu aslında bir demokrasi sorunudur. Siyasal yaşam, kadınlara kapalı bir arena olmaya devam etmektedir. Erkeği güçlü, akıllı, yöneten; kadını güçsüz, duygusal, korunması gereken, yönetilen bireyler olarak gören erkek egemen zihniyet, kadınların siyasete katılımının önünde aşılması zor bir engel.”

Kaynak